Türkiye’de belgesel sinemanın önde gelen isimlerinden ve Maltepe Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Hakan Aytekin, EnstANtane belgeseli ile Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İletişim Fakültesi öğrencileriyle buluştu.
OMÜ İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Ahmet Oktan’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen çevrimiçi söyleşide, Belgesel Sinemacılar Birliği’nin kurucularından Aytekin, belgesel filmi EnstAN’tane üzerinden Türkiye’de belgesel sinemanın bugününe dair paylaşımlarda bulundu. Işık Sesini Arıyor, Yarına Bir Harf ve EnstANtane belgeselleri ile Süryaniler’in izini süren ve birçok belgeselin yönetmenliğini yapan Hakan Aytekin, öğrencilerin sorularını içtenlikle cevapladı.
18 Süryani’yle 1 EnstANtane
Belgesel sinemaya öğrencilik yıllarında Süha Arın ile başlayan Aytekin, Süryanilerle ilgili film çekme serüveninin TRT Radyosu’na gelen bir istek mektubu ile başladığını ifade etti. Hep bir diaspora filmi çekmek istediğini belirten Aytekin, EnstANtane filminin sadece 63 dakikalık bir eser olmadığını, Süryanilerle ilgili 28 yıllık bir çalışmanın ve birikimin ürünü olduğunu söyledi.
EnstANtane belgesel filminin mektupla başlayan serüvenini, belgeselin hikayesini oluşturan fotoğraf karesiyle tamamlayan Aytekin, 1980’lerin sonlarında o zamanlar Mardin iline bağlı İdil ilçesinde çekilen bu fotoğrafta 18 kişinin poz verdiği bir mutlu “an”ı belgelediğini ve bundan çok etkilendiğini dile getirdi. Hakan Aytekin, fotoğrafta yer alan 18 Süryani’ye ulaşmaya çalıştığında fotoğraftaki kişilerin çoğunun yurt dışında yaşadığını ve sadece 2 kişinin Türkiye’de yaşadığını anlattı. Aytekin, filmin adındaki “AN” vurgusunu ise şöyle anlattı: “Bu dondurulmuş “an” ile bugünün “an”larını bir araya getirmeye çalıştık. Nasıl bir dünyada yaşıyorlardı, şimdi nasıl bir dünyadalar? O “an”ı nasıl ve hangi yanlarıyla hatırlıyorlardı ya da hatırlayabiliyorlar mıydı? Bir tür bellek tazelemesi, bir tür geçmiş sorgulaması, bir tür gitmek mi zor, kalmak mı sorusuna yanıt arayış oldu.”
“En kıymetli para desteği ekibiniz”
Yönetmenliğin yanı sıra senaristlik ve kameramanlık deneyimi de olan Dr. Öğr. Üyesi Aytekin, çalışılan ekibin de önemli olduğunu belirterek filmlerinde beraber çalıştığı ekibinin çoğunlukla kendi öğrencilerinden oluştuğunu söyledi. Aytekin, filmlerle ilgili finansal kaynak sorularına ise “Birçok para ve ayni destek veren kurum var ama en kıymetli para desteği ekibiniz. Onlar size inanır ve sizin yaptıklarınızı yaparsa ve bundan dolayı sorun çıkarmazsa filminiz biter. Ben o açıdan ekibime çok şey borçluyum. Her şeyi beraber yaptık.” yanıtını verdi.
Aytekin, öğrencilerin kendi deneyimlerinden hareketle insanları filmde yer almaya, hikayelerini anlatmaya ikna etmenin zor olduğunu belirterek EnstANtane belgeselinde yer alan kişilere nasıl ulaştığına ve onları nasıl ikna ettiğine yönelik sorusuna ise Süryanilerle ilgili 28 yıllık çalışma geçmişinin altını çizerek “Ben onların kapısını çaldığımda, Süryanilerin bir kısmı benim hayranımdı. Bu bir avantaj. Fotoğrafı paylaşan kişiye ulaşıp, “Var mısın Ferit?” dediğimde hemen kabul etti. Sizde bu yok. Bu zaman içinde olur.” şeklinde yanıtladı.
“Kendi PR’ınızı kendiniz yapın. Fikrinizi saklayın ama filminizi saklamayın”
Filmlerin gösterimi ve dağıtımı konusunda ise Aytekin “Kendi PR’ımı kendim yapıyorum. Filmin fikri başladığı andan itibaren mutlaka belgelemek gerek. Filmi tanıtan yazılar ve görseller hazırlamak ve bunu farklı platformlarda paylaşmak gerek. Fikrinizin özünü saklayabilirsiniz ama filminizi saklamayın. Bir şey ile uğraştığınızı en baştan anlatmaya başlayın.” dedi.
Sinemanın belgesel film adına kapalı alan olduğunu düşünen ve festivallerin önemli olduğunu vurgulayan Aytekin, öğrencilere, kendi filmlerini yaparken tematik filmler tercih etmeleri önerisinde bulundu. Aytekin söyleşiyi öğrencilere her zaman destek olabileceğini söyleyerek bitirdi.